Hoşgeldiniz  

‘Gelin 2 devletli çözümü konuşalım’

admin | 28 Mart 2013 | Türkiye

‘Gelin 2 devletli çözümü konuşalım’

KATAR’daki Arap Ligi toplantısına katıldıktan sonra Azerbaycan-Gürcistan-Türkiye üçlü görüşmeleri için Tiflis’e geçen Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Doğu Akdeniz’deki gaz rezervleri nedeniyle gerilen Türkiye-Güney Kıbrıs ilişkilerine dair çarpıcı açıklamalar yaptı. Bilindiği gibi Türkiye, Rum tarafının içinde bulunduğu ekonomik krizi, adanın doğal kaynaklarını teminat göstererek dayanışma yatırım fonu ya da başka borçlanma modellerine girişerek atlatma yöntemlerine karşı çıkıyor. Gaz rezervlerinin Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafıyla müzakere edilmeden kullanılmasının planlanması amacıyla GKRY’nin bir de yasa çıkarması, Türkiye ve Güney Kıbrıs arasındaki gerilimi daha da artıran bir unsura dönüştü. Ahmet Davutoğlu’nun yeni açıklamaları ise Güney Kıbrıs ve KKTC arasındaki denklemi ya “ittifak” ya “iftirak” (ayrılma) noktasına taşıyacak kadar iddialı. Söz konusu durum, İsrail’in özür dilemesi sonrasında şimdiden Akdeniz’de daha rahat hareket edecek bir Türkiye varlığına işaret ediyor.


– Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin ekonomik krizden kurtulmak için Doğu Akdeniz’deki çıkmamış gazı teminat gösterme yoluna gitmesi, bu yönde bir de yasa çıkarması söz konusu. Türkiye bu durum karşısında ne yapacak?

Kıbrıs’ta bir siyasi değişim oldu ve Anastasiadis geldi. Biz açıkçası bu konuda Anastasiadis’in 2004’te “evet” oyu kullanması, daha görüşülebilir bir siyasi geçmişe sahip olması ve seçim sürecinde yaptığı açıklamalara bakarak yeni bir süreç başlatabiliriz diye ümitlenmiştik. Derviş Eroğlu hemen temaslarda bulundu, o da cevaben “Prensipte olur, ama zamana ihtiyacım var; ekonomik krizle uğraşıyorum” demişti. Biz müzakereleri hareketlendirme planı yaparken gaz bulundu. Rum kesiminin ekonomik krizi dolayısıyla 17 milyar Euro’luk bir pakete ihtiyaç var. Bunun 10 milyarını veriyorlar, 7.5 milyar Euro’sunu Rumların karşılamasını istiyorlar. Mevduatın bir kısmına el koyarak çözmek istiyorlar. Bu mevduatın önemli bir kısmı Ruslara ait olduğundan bunun oluşturacağı rahatsızlığı önlemek için bir fikir buldular: Çıkmamış gazı satmak. Kıbrıs’ın güneyindeki daha çıkmamış doğalgazın bonolarını özellikle Rusya’ya satıp bu doğalgazın gelirleri üzerinden bunu kapatma çalışmasına girdiler. Biz, İsrail ve özür işiyle uğraşırken kanun çıkardılar. Konuyu cuma günü Sayın Başbakan’ımızla da ele aldık, cumartesi günü de olağanüstü bir toplantı yaptık.
Bir açıklama yaptık. BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerine, Yunanistan’a ve İngiltere’ye, konuyla ilgili olduğu için İsveç Dışişleri Bakanı’na bir mektup gönderdim.

‘GÖRÜŞMELER BAŞLAMALI’
Dediğim özetle şu: Türkiye olarak biz Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasında, anavatanlar Türkiye ve Yunanistan arasında da bir an önce görüşmelerin başlamasını ve netice alınmasını istiyoruz. Garantör ülkelerin de katılacağı bir toplantı formatı düşünülebilir. Ama bu arada GKRY tek taraflı olarak Kıbrıs’ın bütün kaynaklarını kendilerine aitmiş gibi, Türklerin haklarını göz ardı eden bir yasa kabul etti. Türklerin de orada tüm kaynaklarda hakkı var ve bu hakları biz çeşitli vesilelerle BMGK’ya nota vererek tescil ettirdik. Süratle görüşmelerin başlaması gerek. Ya da…
– Başka seçenekler mi devreye girer?
Önümüzde 3 yol var.
1- BM misyonu hızlandırılmalı ve taraflar bir an önce kapsamlı bir çözüm için bir araya gelip bir takvim çerçevesinde bu görüşmeleri neticelendirmeli, bu doğal kaynaklar da yeni birleşik Kıbrıs’ın olmalı. Türklerin de ortak olduğu yeni devlet bunu kullanmalı.
2- Eğer bu olamıyorsa kısa zamanda ve bu kaynaklara ihtiyaç varsa, müzakereler sürerken iki taraf ortak bir komite oluşturmalı, bu kaynakların pazarlanması ve çıkarılmasını birlikte yönetmeli. Oluşturulacak kaynak da bir hesapta bloke edilmeli, barış sonrası ve barış süreci için kullanılmalı.
3- Yok bunlar olmuyor da GKRY tüm bu kaynaklar onların tarafında olduğu için “Biz sahibiz” diyorsa zımnen, “Kuzey de kuzeye aittir” demiş oluyor; zımnen “Kuzeye de kuzeydekiler sahiptir” demektir bu. Böyle bir iddiayla davranıyorlar ise iki devletli çözümü de müzakere etmeye hazırız. Türkiye 30 yıl sonra ilk defa iki devletli çözüm için açıkça tavır alıyor.

Güneydeki doğal kaynaklar üzerinde her türlü hakkı kendilerinde görüyorlarsa Türkiye de o zaman kuzeydeki kaynaklar üzerinde KKTC ile yaptığı anlaşmalar çerçevesinde her türlü arama yapma değerlendirme opsiyonunu ele alır. “Güney bizimdir, kuzey sizin” deniliyorsa, gelin oturun iki devleti konuşalım. Sonra bu iki devlet AB’de buluşurlar. “Tüm kaynaklar bizim” gibi bir anlayışı kabullenmemiz mümkün değil. Önümüzdeki günlerde Kıbrıs’a gitmeyi planlıyorum.
İddia edildiği gibi bir panik söz konusu mu?
Niye paniğe kapılalım. Yarın orada gaz bulundu, çıkarıldı diyelim, o gazın gidebileceği tek yer Türkiye. Başka hiçbir yere gidemez. Peki transit gelip Avrupa’ya gitmek istese nereden gidecek. Denizin altından Girit’e, oradan Yunanistan’a yol alacak diyelim, orada öyle büyük fay hatları var ki oradan geçmesi mümkün de değil.

ÖZRÜ ABD’YE BAĞLAMAK AŞAĞILIK KOMPLEKSİDİR


ARAP LİGİ, TÜRKİYE’Yİ AİLEDEN GÖRÜYOR

“Katar’da düzenlenen Arap Ligi’nde ilk defa bir Dışişleri Bakanı zirveye hitap etmiş oldu. Bütün kapalı toplantıları bize açtılar. Bu da Türkiye’yi aileden gördüklerinin önemli bir kanıtı. Lübnan, Filistin, Mısır, Somali, Ürdün, Yemen ve Katar Emiri ile Katar Başbakanı, Irak Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Arap Ligi Genel Sekreteri, İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri’yle görüştük. Özellikle Ürdün Kralı ve Filistin Cumhurbaşkanı’na Başbakan’ımızdan mesaj olarak özrün içeriğini anlattım. Filistin Devlet Başkanı çok mutluydu. Türkiye’nin devreye girmesinin onları güçlendireceğini düşünüyor.”

‘HANÇER SAPLAYIN DAHA İYİ’

“Irak’ta Cumhurbaşkanı Yardımcısı ile görüştük. Bir saate aşkın çok samimi bir görüşme oldu. Şimdi Talabani’nin yerine bakıyor, Şii. Gayet açık, dostça kendi perspektifini anlattı, biz de kendi bakışımızı anlattık. Mezhepçilik tartışmaları gündeme geldi. Anlattım bizim politikamızı. ‘Bizi mezhepçilikle suçlayanlar yüreğimize hançer saplasalar daha iyi. Biz sizin hakkınızda nasıl olumsuz düşünürüz. En zor zamanlarda, terör saldırıları devam ederken 12 bakanla Bağdat’a gittik’ dedim.”

RUSLAR’IN ÜS ALMASI

“BİZ garantör devletiz, bizim bile oradaüssümüz yok. Uluslararası hukuk olarakmümkün değil. Bu tür tartışmaları da çokciddiye almıyoruz. Bu Kıbrıs’ın kurucuanlaşmalarına aykırıdır, mümkün değildir.”

831 Kez Görüntülendi.
Etiketler:

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

EN SON HABERLER

EN ÇOK OKUNAN HABERLER

EN ÇOK OKUNAN HABERLER

© 2012 Visera.Net Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.