Hoşgeldiniz  

Fırtına esemedi…

mutluaktas1 | 26 Kasım 2012 | Köşe Yazıları

Trabzonspor mutlak galibiyet parolasıyla çıktığı maçta ummadığı bir sonuç alarak lig tarihinde ilk kez kendi sahasında Eskişehir spora mağlup oldu. Aslında ilk 15 dakika düşünüldüğünde her şey güzel başlamıştı diyebiliriz. Ancak rakip oyuncunun eliyle kontrol ederek hücum alanına taşıdığı topun Trabzonspor ağlarına gitmesinin ardından  oyun tamamen tersine döndü. Bu golün şokunu üzerinden atmaya çalışan Trabzonspor çok geçmeden ikinci golü de kalesinde gördü. İlk yarı bu skorla bittiğinde ikinci yarıya acaba olur mu soruları aklımıza gelmedi değil. İkinci yarıya başlarken oyuna Soner’in yerine Emre dahil oldu. Trabzonspor’un rakip kaleye gönderdiği adam akıllı iki şutta Emre’nin imzası olsa da sonuca O da tesir edemedi. Kendi sahasında hazırlık pasları yaparak rakibini pek de zor duruma sokamayan Trabzonspor; geçmişte Deniz Barış’ın ayağından yediği gole benzer bir gol de rakibin stoperinden yiyerek bu alandaki geleneğini sürdürdü. Bu dakikadan sonra sahada ne yaptığını anlayamadığımız oyuncularımızın yerini tribünde ne yaptığını bilmeyen, ağzından çıkanı kulağı duymayan, maçın başında şikeci diye yuhaladığı takımı alkışlayan, bunu yaparken kendi oyuncusunu yuhalayan, 5 dakika önce oyuna dahil olan 20 yaşında bir oyuncuya dahi tahammül göstermeyen, bedava bileti eline veren yönetimi sözümona protesto eden ve ettiren, neyin tarafında, kimin tarafında olduğunu unutan taraftarcıktan bir güruh aldı.

Bu olaylara şahit olurken kahrolmamak mümkün değildi. Ama bunu da gördük. Trabzonspor ilk kez yenilmiyor ve muhtemelen son kez de olmayacak. Ancak Türkiye’de kendi hırsızını kahraman yapan onca taraftarı hiç mi görmüyoruz gerçekte merak ediyorum. Kendi değerlerimize sahip çıkamıyoruz, çıkmıyoruz.

Tribünde bir kadın taraftarın ağzından sorumsuzca dökülen o cümleye benzer taraftar olmak. “Karı gibi peşinden gidiyorsunuz Şenol Güneş’in” diye buyurdu “hanımefendi”. O “hanımefendi” her ne kadar bu cümlede farkında olmadan kendini aşağılıyor olsa da aslında taraftarlığı da tanımlıyordu. Taraftarlık bir kadının eşine olan sadakati gibi takımına sadık olmaktı.

1170 Kez Görüntülendi.
Etiketler: ,

Yorum yapabilmek için Giriş yapın.

EN SON HABERLER

EN ÇOK OKUNAN HABERLER

EN ÇOK OKUNAN HABERLER

© 2012 Visera.Net Tüm Hakları Saklıdır ~ İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.